Bütün Beyinli ÇocukBu yazıda sizlere tüm ebeveynlerin, öğretmenlerin ve çocuk gelişimcilerin hatta tüm bunlardan bağımsız herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitaptan bahsedeceğim. “Bütün Beyinli Çocuk” isimli kitap çocukların ihtiyaçlarını anlayabilmek için beynin çalışma prensibini anlamamız gerektiğini söylüyor. Sağ ve sol yarım kürelerden oluşan beynin; iletişim kurmamızı, beden dilini anlamamızı, yaşadıklarımızı anlamlandırmamızı sağlayan ve duygulara odaklanan bölgesi sağ yarım küredir. Sol beyin ise mantıklı hareketlerden oluşan düzenli taraftır. Peki, hangisi daha iyi? Sağ mı sol mu?

Psikolojik sağlığımızın iyi olması için beynin sağ ve sol yarım kürelerinin uyum içinde ve dengeli çalışması gerekmektedir.

Hayatımız boyunca yaptıklarımızdan tatmin olmak, anlamlı bir yaşantıya sahip olmak iki yarım kürenin dengeli çalışması ile mümkündür. Erken çocukluk döneminde çocuklar yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini bizim gibi uzun cümlelerle ifade edemezler. Bu sebeple bu dönemlerde yalnızca içinde bulundukları ana odaklanır ve mantıklı düşünemezler. Bu durum edindikleri deneyim ve yaptıkları gözlemlere şekillenerek gelişir. Elbette burada biz ebeveynlerini rehber alırlar. Bu noktada bizim bireysel olarak hem duygularımıza hem de mantığımıza güvenmemiz ve yaşantımızı bu dengede yürütmemiz gerekmektedir. Kitap bize beynin tek tarafının yaşantımıza hakim olmasının bir problem olduğunu söylüyor. Sağ beynini yoğun bir şekilde kullanan kişiler duygularını normalden daha yoğun yaşarken, sol beynin baskın olduğu kişiler yaşamlarını tamamen mantığa oturtmaya çalışırlar. Örneğin, işini kaybeden birinin “zaten hakkımı vermemişlerdi, ayrıldığım iyi oldu” şeklindeki söylemi, kişinin duygularını görmezden geldiğini ve durumu bir mantığa oturtmaya çalıştığını gösterir. Yaptığı tamemen inkar etmek iken, aslında ihtiyaç duyduğu şey, beynin iki tarafının da dengeli çalışması, durumla yüzle şmesi ve kabullenmesidir.
Peki beynimizin iki tarafı
nı da nasıl kullanacağız ve bunu çocuklarımıza nasıl öğreteceğiz?

Kitap bize iki öneride bulunuyor.

1- Çocuğunuzla Bağ Kurun ve Onu Yeniden Yönlendirin

Hepimiz çocuklarımızın duygularını yoğun yaşadıkları anlara denk gelmişizdir. Bu anlar bazen bize öyle garip gelir ki, o sözler nasıl aklına geliyor diye düşünürüz. “Beni sevmiyorsun, ben hep suçluyum zaten, kardeşimi benden çok seviyorsun” onlardan bu anlarda duymaya alışık olduğumuz sözler. İşte bu anlar çocuğun beyninde sağ tarafın baskın çalıştığı anlardır. Böyle zamanlarda çoğumuz durumun öyle olmadığını çocuğa anlatmaya çalışırız ancak çocuğun düşüncelerini değiştiremeyiz. Hatta söylemleri daha da artar. Halbuki, o an ihtiyaç duyduğu sağ beynine hitap edilmesidir. Onunla bağ kurmalı ve ona şefkat göstermeliyiz.

“Bazen kardeşini daha çok sevdiğimi seni az sevdiğimi düşünüyorsun. Benim için çok önemlisin ve bir tanesin. Her zaman yanındayım ve sana destek olacağım. Şimdi sana seni sevdiğimi gösterebileceğim birkaç fikrim var, öğrenmek ister misin?”

Hepimiz çocuklarımızın duygularını yoğun yaşadıkları anlara denk gelmişizdir. Bu anlar bazen bize öyle garip gelir ki, o sözler nasıl aklına geliyor diye düşünürüz. “Beni sevmiyorsun, ben hep suçluyum zaten, kardeşimi benden çok seviyorsun” onlardan bu anlarda duymaya alışık olduğumuz sözler. İşte bu anlar çocuğun beyninde sağ tarafın baskın çalıştığı anlardır. düşüncelerini değiştiremeyiz. Hatta söylemleri daha da artar. Halbuki, o an ihtiyaç duyduğu sağ beynine hitap edilmesidir. Onunla bağ kurmalı ve ona şefkat göstermeliyiz.
“Bazen kardeşini daha çok sevdiğimi seni az sevdiğimi düşünüyorsun. Benim için çok önemlisin ve bir tanesin. Her zaman yanındayım ve sana destek olacağım. Şimdi sana seni sevdiğimi gösterebileceğim birkaç fikrim var, öğrenmek ister misin?”

Bu şekilde bir yaklaşım çocuğun duygularını regüle etmesine (düzenlemesine) yardımcı olur ve çocuk anlaşıldığını hisseder.

2- Problemin Çözümü İçin Onu Anlamlandırın

Sağ beynin aktif olduğu yorucu süreçten sonra sol beyni devreye sokmak için, yaşanan durumun anlatılması ve hikayeler okunması çocuğun mantık kurabilmesi adına çok etkili olur. Örneğin, doğal bir afette yaralanan ve yağmurlu havalardan aşırı korkan bir çocuğu düşünelim. İlk adımımız duygusal bağ kurarak onu anladığımızı ona hissettirmek ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır. Ardından yaşadıkları üzerinden bir hikaye oluşturarak, o anların gerçekten korkutucu olduğunu ancak artık güvende olduğunu ifade etmek, çocuğun anlaşıldığını hissetmesine ve mantıklı düşünebilmesine yardımcı olur.

“Yağmur yağdığı zamanlarda çok korkuyorsun ve masanın altına saklanıyorsun. Seni izliyordum ve ne kadar korktuğunu gördüm. Yaşadıklarından dolayı yağmurlu havalardan korkman normal. Ben sana yardımcı olmak istiyorum, yağmurlu havalarda korkmaman için sence ne yapabiliriz? Benim birkaç fikrim var, anlatmam mı ister misin?”

Bütün Beyinli Çocuk

Bu tarz bir yaklaşım çocuğun yaşadıklarını anlamlandırmasını sağlar, duygularını ifade ederek rahatlamasına ve cesaretlenmesine yardımcı olur. En önemlisi de kendisini güvende hisseder.